Modül 3
Başlarken
“Öğrenme” paradigması üzerinde duracağımız bu bölümde öğrenme olgusunun çeşitli boyutlarına değindikten sonra konuyu yükseköğretimde öğretim paradigması ile öğrenme paradigmasını karşılaştıran bir makale kapsamında inceleyeceğiz.
Etkinlik 1: Lütfen aşağıdaki videoları izleyiniz.
Etkinlik 2:
Arkadaşlar, bu hafta öğrenme olgusu üzerinde duracağız ve bu olguyu hayata geçirmeye yönelik yaklaşımları ele alan bir makaleyi inceleyeceğiz. Bu bağlamda alt başlıklarımız:
2.a. “Öğrenme” Olgusu ve Boyutları
2.b. Lisans Eğitiminde Öğrenme Odaklı Yaklaşım ( Makale incelemesi)
3.a. “Öğrenme” Olgusu ve Boyutları
İlk olarak yükseköğretimin “eğitim” işlevine ilişkin 5N1K sorularına geri dönersek;
Soru (5N1K) |
Yanıt |
Ne yapılıyor? |
Öğretim |
Nerede yapılıyor? |
Sınıf ortamında veya laboratuvarlarda |
Nasıl yapılıyor? |
ders anlatımı (lecture), tartışma ve soru cevap şeklinde (teknoloji destekli) |
Ne zaman yapılıyor? |
Dönem boyunca, haftalık belirlenmiş ders saati süresince |
Niçin yapılıyor? |
Müfredat ile belirlenen bilgi ve becerileri (yeterlikleri) kazandırma Öğrenme |
Kim yapıyor? |
Öğretim elemanı, Öğrenci, Yönetici |
Bu tablodaki “Ne yapılıyor? Ve “nasıl yapılıyor” sorularının yanıtları kısaca
-
“Ne yapılıyor?” : Öğretim
-
“Nasıl yapılıyor?“: Öğrenme
olarak verilebilir.
Başka bir deyişle “öğrenme”yi gerçekleştirmek için “öğretim” faaliyetinden söz ediyoruz. Bu durumda şu soru akla geliyor: Öğrenmenin tek yolu öğretim mi?
Şimdi “öğrenme” olgusunu etraflıca ele alalım:
Öğrenme Paradigması
Öğrenme nedir?
Öğrenme bilgi, beceri ve tutum kazanma sürecini ifade eden bir terimdir ve insan yaşamının doğasında vardır.
İnsanlar
-
Yaparak
-
Birlikte çalışarak
-
Araştırarak
-
Dinleyerek
-
Kitap okuyarak
-
Örnekler üzerinde çalışarak
-
Araştırarak
-
Ödüllendirilerek
-
Keşfederek
-
Tahminde bulunup bunları test ederek
-
Deneme yanılma yoluyla
-
Öğretme yoluyla (öğretilerek – teaching)
-
Somut deneyimlerden çıkarsama yaparak
-
Başkalarını gözlemleyerek
-
Problem çözerek
-
Enformasyon analiziyle
-
Tekrarlayarak
-
Sorgulayarak
-
Enformasyonu yorumlayarak
-
Tartışarak
-
Benzerlikleri görerek
-
Not alarak
-
Vb.
şekillerde öğrenirler. *
*Merrienboer J.V. (2016) How People Learn; Wiley Handbook of Learning Technology ( Ed.s. N. Rushby, D.Surry), John Wiley and Sons.
Ancak öğrenmeyi destekleyen iki bileşenden söz edebiliriz:
-
Zeka türleri ve düzeyleri
-
Öğrenme stilleri
Bilişsel bir süreç olan öğrenmenin zeka ile de yakından ilgili olduğu düşünülür.
Zeka Türleri
Howard Gardner‘in 1983 ortaya koyduğu Çoklu Zeka kuramı zeka hakkındaki bilinenlerde devrim yaratmıştır. Birçok öğretmen, kendilerini farklı ifade etme olanağı sağlayarak, sorun yaşadığı öğrencilere ulaşmayı başarmıştır.
Çoklu Zeka Kuramı, insan zekasını tek bir bölümde toplayan IQ (Intelligence Quotient) düşüncesini yıkmıştır.
-
Sözel-dilsel zeka: Bireyin enformasyonu analiz etme yeteneği ve sözlü veya yazılı anlatım yoluyla kullanıldığı konuşma, kitap, mektup gibi çalışmalar ortaya koyması
-
Mantıksal-matematiksel zeka: Formül ve ispat geliştirme, hesap yapma ve soyut problemleri çözebilme yeteneği
-
Müziksel-ritmik: Farklı sesleri üretebilme ve anlamladırabilme yeteneği
-
Bedensel-kinestetik zeka : Bireyin vücudunu kullanarak birşeyler üretmesi ve problemleri çözebilmesi
-
Sosyal zeka: Diğer kişilerin ruh hallerini anlama, isteklerini, motivasyonlarını ve eğilimlerini anlama yeteneği
-
Görsel-uzamsal zeka, harita ve benzer türdeki grafikleri anlama yeteneği
-
İçsel zeka: Kendi ruh halini çözebilme, isteklerini, motivasyonlarını ve eğilimlerini anlama yeteneği
-
Doğacı zeka: Doğadaki farklı bitkileri, hayvanları tanıma, hava durumunu kestirebilme
Dokuzuncu zeka olduğu düşünülen varoluşsal zeka hâlen araştırılmaktadır. Bu zekaya biyolojik bir alan bulunamadığından Gardner bu zekaya "yarım zeka" adını vermiştir.
Öğrenme üzerinde etkisi olan diğer bir hususta öğrenme stilleri. Öğrenme stili bireyin görevlere yaklaşma tarzı, ele alma biçimi. Çoklu zeka ile ilgili olduğu düşünülen birlikte öğrenme stilleri konusunda araştırmalar devam etmektedir.
-
Görsel : Görüntü, resimler, nesnelerin mekânsal düzenlemesi desteğiyle öğrenme
-
İşitsel : Müzik, ses,, ritim, kafiye, konuşma veya dinleme desteğiyle öğrenme
-
Okuma/Yazma: İlgili materyali okuyarak ve/veya yazarak öğrenme
-
Kinestetik : Vücut hareketleri, elleri kullanma, dokunma duygusu desteğiyle öğrenme . Yazma ve çizim yapma da fiziksel hareket içermeleri nedeniyle bu kategori içerisine alınabilmektedir.
http://www.learningrx.com/types-of-learning-styles-faq.htm
Başka kaynaklarda daha çok sayıda öğrenme stili ile karşılaşmak mümkündür.
Görüldüğü gibi öğrenme geniş bir havuzdur ve bu nedenle “insanlar nasıl öğrenir?” soruusunu cevaplamak çok zordur. Ancak her bireyin öğrenme konusunda diğerlerinden faklı olduğu bir gerçektir.
Bunu Garner şu şekilde ifade etmektedir:” Geçmiş yüzyıllarda yapılan en büyük hata bütün öğrencilere hepsi birbirinin aynısıymış gibi davranmak olmuştur. Üstelik aynı konuları aynı şekilde vermiş olarak doğru hareket ettiğimize de inanırız.”
Aynı konuda A. Einsten’da bir karikatürle canlandırılan özü de şöyledir: “Herkes dâhidir! Ancak bir balığı ağaca tırmanma kabiliyetiyle değerlendirirseniz, yaşamı boyunca aptal olduğunu düşünür”.
Etkinlik 4:
Bu kesimde öğrenme paradigmasını yükseköğretim bağlamında değerlendiren bir makaleyi inceleyeceğiz.
FROM TEACHING TO LEARNING - A New Paradigm for Undergraduate EducationÖĞRETİMDEN ÖĞRENMEYE : Lisans Eğitimi için Yeni bir ParadigmaFrom Teaching to Learning: A New Paradigm for Undergraduate Education" Robert B. Barr and John Tagg Change, Vol. 27, No. 6 (Nov. - Dec., 1995), pp. 12025
Her ne kadar yaklaşık 20 yıl önce yazılmış olsa da Barr ve Tagg makalesi bu konuda temel bir yol gösterici olduğunu düşünüyorum.
Makalede “Instruction Paradigm : Öğretim Paradigması” “Learning Paradigm : Öğrenme Paradigması” ile kerşılaştırılmaktadır.
“Öğretmen Merkezli” olarak da adlandırıla paradigmanın artık yerini ve “Öğrenen Merkezli” paradigmaya bıraktığı, bırakması gerektiği düşüncesi üzerine inşa edilmiş bir makaledir.Makale A. Einstein’ın bir sözün“Bugün karşı karşıya kaldığımız sorunlar, bu sorunları ortaya çıkaran düşünce biçimiyle çözülemez” sözüyle başlamaktadır.
Makalede Amerikan eğitim sisteminde uzun yıllar hakim olan “öğretim veren kurum” (provide instruction) yerini “öğrenme üreten” (produce learning) paradigmasına bıraktığı görüşünden hareketle her iki paradigmayı altı bileşen ( misyon ve hedefler, başarı kriterleri, öğrenme/öğretme yapıları, öğrenme kuramı, verimlilik ve fon kaynakları, roller) çerçevesinde karşılaştırmaktadırlar.
Makalede öğretim kurumlarının amacının “öğretim sunmak” değil “öğrenme üretmek “ olması gerektiği ve bunun da her öğrenci için ona uygun bir şekilde yapılması gerektiğini vurgulanmaktadır.
“Öğretim Paradigması” olarak tanımlanan süreç öğreticinin dersi anlattığı ve çoğu öğrencinin pasif olarak dinlediği geleneksel olarak modeli yansıtmaktadır ve “Öğretmen Merkezli” olarak da adlandırılabilir. Öğretim faaliyetinin öğretim kurumu için amaç olmasını;
-
GM otomotiv fabrikasının amacının montaj hatlarını çalıştırmak olması ya da
-
“Hastanelerin amacının yatakları dolu tutmak “
olmasına benzeterek eleştirmektedirler.
Önerileri öğretim/öğretme faaliyetinin öğretim kurumu için amaç değil araç olması gerektiği; bunun için de “Öğrenen Merkezli” eğitime geçiş desteklenmelidir.
Yükseköğretim kurumlarında sorumluluk konusunun “kaliteli ders vermek” olmaktan “öğrenci öğrenmesinin” sorumluluğu olarak değişmesi gerektiğine işaret edilmektedir.
Misyon ve Amaçlar |
|
Öğretim Paradigması |
Öğrenme Paradigması |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Başarı Kriterleri |
|
Öğretim Paradigması |
Öğrenme Paradigması |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Öğrenme/Öğretme Yapıları |
|
Öğretim Paradigması |
Öğrenme Paradigması |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Öğrenme Kuramı |
|
Öğretim Paradigması |
Öğrenme Paradigması |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Verimlilik ve Fon Kaynakları |
|
Öğretim Paradigması |
Öğrenme Paradigması |
|
|
|
|
Roller |
|
Öğretim Paradigması |
Öğrenme Paradigması |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Konuyu tarihten iki söz ile bitirelim.
-
"I cannot teach anybody anything; I can only make them think" – Socrates
Kimseye bir şey öğretemem, sadece onların düşünmesini sağlayabilirim.
-
"I never teach my pupils; I only attempt to provide the conditions in which they can learn" –A. Einstein.
Öğrencilerime hiçbir zaman bir şey öğretmem, öğrenebilecekleri şartları oluşturmaya çalışırım.
Etkinlik 5:
Ne tür bir öğrenme stiline sahip olduğunuzu düşünüyorsunuz. Neden?
Eğitim alanında karşı karşıya olduğumuzu düşündüğünüz 3 ana sorunu nedenleriyle belirtiniz.