Başlarken

 “Öğrenme” paradigması üzerinde duracağımız bu bölümde öğrenme olgusunun çeşitli boyutlarına değindikten sonra konuyu yükseköğretimde öğretim paradigması ile  öğrenme paradigmasını karşılaştıran bir makale kapsamında inceleyeceğiz.

Etkinlik 1: Lütfen aşağıdaki videoları izleyiniz.

Etkinlik 2:

Arkadaşlar, bu hafta öğrenme olgusu üzerinde duracağız ve bu olguyu hayata geçirmeye yönelik yaklaşımları ele alan bir makaleyi   inceleyeceğiz. Bu bağlamda alt başlıklarımız:

2.a.   “Öğrenme” Olgusu ve  Boyutları

2.b.    Lisans Eğitiminde  Öğrenme Odaklı Yaklaşım  ( Makale incelemesi)

3.a.   “Öğrenme” Olgusu ve  Boyutları

İlk olarak yükseköğretimin “eğitim” işlevine ilişkin 5N1K sorularına geri dönersek;

Soru (5N1K)

Yanıt

Ne yapılıyor?

Öğretim

Nerede yapılıyor?

Sınıf ortamında veya laboratuvarlarda

Nasıl yapılıyor?

ders anlatımı (lecture), tartışma ve soru cevap şeklinde  (teknoloji destekli) 

Ne zaman yapılıyor?

Dönem boyunca,  haftalık belirlenmiş ders saati süresince

Niçin yapılıyor?

Müfredat ile belirlenen bilgi ve becerileri (yeterlikleri) kazandırma    

Öğrenme

Kim yapıyor?

Öğretim elemanı, Öğrenci, Yönetici

Bu tablodaki “Ne yapılıyor? Ve “nasıl yapılıyor” sorularının yanıtları  kısaca

  • “Ne yapılıyor?” : Öğretim

  • “Nasıl yapılıyor?“: Öğrenme

olarak verilebilir. 

Başka bir deyişle “öğrenme”yi  gerçekleştirmek için “öğretim” faaliyetinden söz ediyoruz. Bu durumda şu soru akla geliyor: Öğrenmenin tek yolu öğretim mi?

Şimdi “öğrenme” olgusunu etraflıca ele alalım: 

Öğrenme Paradigması

Öğrenme nedir?

Öğrenme bilgi, beceri ve tutum kazanma sürecini ifade eden bir terimdir ve insan yaşamının doğasında vardır.

İnsanlar

  • Yaparak

  • Birlikte çalışarak

  • Araştırarak

  • Dinleyerek

  • Kitap okuyarak

  • Örnekler üzerinde çalışarak

  • Araştırarak

  • Ödüllendirilerek

  • Keşfederek

  • Tahminde bulunup bunları test ederek

  • Deneme yanılma yoluyla

  • Öğretme yoluyla  (öğretilerek – teaching)

  • Somut deneyimlerden çıkarsama yaparak

  • Başkalarını gözlemleyerek

  • Problem çözerek

  • Enformasyon analiziyle

  • Tekrarlayarak

  • Sorgulayarak

  • Enformasyonu yorumlayarak

  • Tartışarak

  • Benzerlikleri görerek

  • Not alarak

  • Vb.

şekillerde öğrenirler. *

*Merrienboer J.V. (2016) How People Learn;  Wiley Handbook of Learning Technology  ( Ed.s. N. Rushby, D.Surry), John Wiley and Sons.   

 Ancak öğrenmeyi destekleyen iki bileşenden söz edebiliriz:

  1. Zeka türleri  ve düzeyleri

  2. Öğrenme stilleri

Bilişsel bir süreç olan öğrenmenin zeka ile de yakından ilgili olduğu düşünülür. 

Zeka Türleri

Howard Gardner‘in 1983 ortaya koyduğu Çoklu Zeka kuramı zeka hakkındaki bilinenlerde devrim yaratmıştır. Birçok öğretmen, kendilerini farklı  ifade etme olanağı sağlayarak, sorun yaşadığı öğrencilere ulaşmayı başarmıştır.

Çoklu Zeka Kuramı, insan zekasını tek bir bölümde toplayan IQ (Intelligence Quotient) düşüncesini yıkmıştır.

  • Sözel-dilsel zeka: Bireyin enformasyonu analiz etme yeteneği  ve sözlü veya  yazılı anlatım yoluyla  kullanıldığı konuşma,  kitap, mektup  gibi çalışmalar ortaya koyması

  • Mantıksal-matematiksel zeka:  Formül ve ispat geliştirme, hesap yapma ve soyut problemleri çözebilme yeteneği

  • Müziksel-ritmik: Farklı sesleri üretebilme ve anlamladırabilme yeteneği

  • Bedensel-kinestetik zeka : Bireyin vücudunu kullanarak birşeyler üretmesi ve problemleri çözebilmesi 

  • Sosyal zeka:  Diğer kişilerin ruh hallerini anlama, isteklerini, motivasyonlarını ve eğilimlerini anlama yeteneği

  • Görsel-uzamsal zeka, harita ve benzer türdeki grafikleri  anlama yeteneği

  • İçsel zeka: Kendi ruh halini çözebilme,  isteklerini, motivasyonlarını ve eğilimlerini anlama yeteneği

  • Doğacı zeka:   Doğadaki farklı bitkileri, hayvanları tanıma, hava durumunu kestirebilme

Dokuzuncu zeka olduğu düşünülen varoluşsal zeka hâlen araştırılmaktadır. Bu zekaya biyolojik bir alan bulunamadığından Gardner bu zekaya "yarım zeka" adını vermiştir.

Öğrenme üzerinde etkisi olan diğer bir hususta öğrenme stilleri.  Öğrenme stili bireyin görevlere yaklaşma tarzı, ele alma biçimi.  Çoklu zeka ile ilgili olduğu düşünülen  birlikte öğrenme stilleri konusunda araştırmalar devam etmektedir.

  • Görsel  : Görüntü, resimler, nesnelerin mekânsal düzenlemesi desteğiyle öğrenme

  • İşitsel  : Müzik, ses,, ritim, kafiye, konuşma veya dinleme desteğiyle öğrenme

  • Okuma/Yazma: İlgili materyali okuyarak ve/veya yazarak öğrenme

  • Kinestetik :  Vücut hareketleri, elleri kullanma, dokunma duygusu desteğiyle öğrenme . Yazma ve çizim yapma da fiziksel hareket içermeleri nedeniyle bu kategori içerisine alınabilmektedir.

http://www.learningrx.com/types-of-learning-styles-faq.htm

Başka kaynaklarda daha çok sayıda öğrenme stili ile karşılaşmak mümkündür.

Görüldüğü gibi öğrenme geniş bir havuzdur ve bu nedenle “insanlar nasıl öğrenir?” soruusunu cevaplamak çok zordur. Ancak her bireyin öğrenme konusunda diğerlerinden faklı olduğu bir gerçektir.

Bunu Garner şu şekilde ifade etmektedir:” Geçmiş yüzyıllarda yapılan en büyük hata bütün öğrencilere hepsi birbirinin aynısıymış gibi davranmak olmuştur. Üstelik aynı konuları aynı şekilde vermiş olarak doğru hareket ettiğimize de inanırız.”

Aynı konuda A. Einsten’da bir karikatürle canlandırılan özü de şöyledir:  “Herkes dâhidir! Ancak bir balığı ağaca tırmanma kabiliyetiyle değerlendirirseniz, yaşamı boyunca  aptal olduğunu düşünür”.

Etkinlik 4: 

Bu kesimde öğrenme paradigmasını yükseköğretim bağlamında değerlendiren bir makaleyi inceleyeceğiz.

FROM TEACHING TO LEARNING - A New Paradigm for Undergraduate EducationÖĞRETİMDEN ÖĞRENMEYE : Lisans Eğitimi için Yeni bir ParadigmaFrom Teaching to Learning: A New Paradigm for Undergraduate Education" Robert B. Barr and John Tagg Change, Vol. 27, No. 6 (Nov. - Dec., 1995), pp. 12025

Her ne kadar yaklaşık 20 yıl önce yazılmış olsa da Barr ve Tagg makalesi bu konuda temel bir yol gösterici olduğunu düşünüyorum.

Makalede   “Instruction Paradigm : Öğretim Paradigması”   “Learning Paradigm :  Öğrenme Paradigması” ile kerşılaştırılmaktadır. 

“Öğretmen Merkezli”  olarak da adlandırıla paradigmanın artık yerini ve  “Öğrenen Merkezli”  paradigmaya bıraktığı, bırakması gerektiği düşüncesi üzerine inşa edilmiş bir makaledir. 

Makale A. Einstein’ın bir sözün“Bugün karşı karşıya kaldığımız sorunlar,  bu sorunları ortaya çıkaran  düşünce biçimiyle  çözülemez”  sözüyle başlamaktadır.

Makalede Amerikan eğitim sisteminde uzun yıllar hakim olan “öğretim veren kurum” (provide instruction)   yerini “öğrenme üreten” (produce learning) paradigmasına bıraktığı görüşünden hareketle her iki paradigmayı altı bileşen ( misyon ve hedefler, başarı kriterleri, öğrenme/öğretme yapıları, öğrenme kuramı, verimlilik ve fon kaynakları,  roller)  çerçevesinde karşılaştırmaktadırlar.

Makalede öğretim kurumlarının amacının “öğretim sunmak” değil “öğrenme üretmek “ olması gerektiği ve bunun da her öğrenci için ona uygun bir şekilde yapılması gerektiğini vurgulanmaktadır.

“Öğretim Paradigması”    olarak tanımlanan süreç  öğreticinin dersi anlattığı ve çoğu öğrencinin pasif olarak dinlediği geleneksel olarak modeli yansıtmaktadır ve “Öğretmen Merkezli”  olarak da adlandırılabilir. Öğretim faaliyetinin öğretim kurumu için amaç olmasını;

  • GM otomotiv fabrikasının amacının montaj hatlarını çalıştırmak olması ya da

  • “Hastanelerin amacının yatakları dolu tutmak “

olmasına benzeterek eleştirmektedirler.

Önerileri öğretim/öğretme faaliyetinin öğretim kurumu için amaç değil araç olması gerektiği; bunun için de “Öğrenen Merkezli” eğitime geçiş desteklenmelidir.

Yükseköğretim kurumlarında  sorumluluk konusunun “kaliteli ders vermek” olmaktan “öğrenci öğrenmesinin” sorumluluğu olarak değişmesi gerektiğine işaret edilmektedir.

Misyon ve Amaçlar

Öğretim Paradigması

Öğrenme Paradigması

  • Öğretim vermek/sağlamak

  • Öğrenme üretmek

  • Öğretim üyesinden öğrenene bilgi aktarımı

  • Öğrenenin keşfetmesini ve bilgi inşa etmesini sağlamak

  • Dersler ve programlar sunmak

  • Güçlü öğrenme ortamları geliştirmek

  • Öğretimin kalitesini artırmak

  • Öğrenmenin kalitesini artırmak

  • Farklı öğrenenlerin  erişimini sağlamak

  • Farklı öğrenenlerin başarısını  sağlamak

Başarı Kriterleri

Öğretim Paradigması

Öğrenme Paradigması

  • Girdiler, kaynaklar

  • Öğrenme ve öğrenen başarı  çıktıları

  • Giren öğrencilerin kalitesi

  • Mevcut öğrencilerin kalitesi

  • Müfredat geliştirme ve genişletme

  • Öğrenme teknolojileri geliştirme ve genişletme

  • Kaynakların nicelik ve niteliği

  • Çıktıların nicelik ve niteliği

  • Öğrenci sayısının ve gelirin artması

  • Toplam öğrenme artışı ve etkinlik

  • Öğretim elemanı ve öğretim kalitesi

  • Öğrenen ve öğrenme kalitesi

Öğrenme/Öğretme Yapıları

Öğretim Paradigması

Öğrenme Paradigması

  • Atom(küçük parçalardan oluşan)   yapı; parçalar bütünden önce

  • Bütünsel; bütün parçadan önce

  • Zaman sabittir , öğrenme değişkenlik gösterir

  • Öğrenme sabittir, zaman değişkenlik gösterir

  • 50 dakikalık ders, 3 kredilik ders

  • Öğrenme ortamları

  • Dersler aynı anda başlar ve biter

  • Öğrenci hazır olduğunda ortam da hazırdır

  • Bir öğretmen, bir sınıf

  • Öğrenme deneyimlerine uygunluk

  • Bağımsız alan (disiplin) ve bölümler

  • Alan (disiplin) /bölümler arası işbirliği

  • Müfredatı tamamlama

  • Belirlenmiş öğrenme sonuçlarına ulaşma

  • Ders sonu değerlendirme

  • Ders      öncesi/esnası/sonrası       değerlendirme

  • Notlandırma öğretmen tarafından, sınıf içinde

  • Öğrenmenin dıştan değerlendirilmesi

  • Özel  değerlendirme

  • Kamusal (public) değerlendirme

  • Diploma alınmış olan toplam kredinin karşılığıdır.

  • Diploma ortaya konan bilgi ve beceriler karşılığıdır.

Öğrenme Kuramı

Öğretim Paradigması

Öğrenme Paradigması

  • Bilgi bireyin dışında bir yerdedir.

  • Bilgi her bireyin zihnindedir ve bireysel deneyimlerle  şekillenir

  • Bilgi öğretmen tarafından aktarılır, bloklar  veya parçalar halindedir.

  • Bilgi inşa edilir, üretilir ve edinilir

  • Öğrenme doğrusal ve birikimlidir.

  • Öğrenme yapıların içiçe geçmesi ve etkileşimidir.

  • “Canlı” öğretmen ve öğrenen gerekir

  • Aktif öğrenen gerekir; canlı öğretmen değil

  • Derslik ve öğrenme rekabetçi ve bireyseldir

  • Öğrenme ortamları işbirlikli ve destekleyicidir.

  • Yetenek ve beceri ender bulunur

  • Yetenek ve beceri ender değildir

Verimlilik  ve Fon Kaynakları

Öğretim Paradigması

Öğrenme Paradigması

  • Verimlilik: öğrenci başına düşen bir saatlik öğretim maliyeti

  • Verimlilik öğrenen başına düşen öğrenme biriminin maliyeti

  • Ders saati miktarına göre fon aktarımı

  • Öğrenme çıktısına göre fon aktarımı

Roller

Öğretim Paradigması

Öğrenme Paradigması

  • Öğretim elemanı öncelikli olarak ders verir

  • Öğretim elemanı öncelikli olarak öğrenme ortamını ve yöntemlerini tasarlar

  • Öğretim elemanı ve öğrenenler birbirinden bağımsız ve izole hareket eder

  • Öğretim elemanı ve öğrenen takımlar halinde birbirleriyle ve diğer elemanlarla birlikte çalışır

  • Öğretim elemanı öğrenenleri sınıflandırır ve sıralar

  • Öğretim elemanı her bir öğrenenin yeteneklerini ve niteliklerini geliştirir

  • Diğer personel öğretim elemanına ve öğretim sürecine hizmet eder

  • Tüm personel öğrenme ve başarı üreten eğitimcidirler.

  • Herhangi bir uzman öğretebilir

  • Öğrenmeyi desteklemek  zor ve karmaşık bir iştir

  • Hat yönetimi, bağımsız oyuncular

  • Paylaşılan yönetim ve takım çalışması

Konuyu tarihten iki söz ile bitirelim.

  1. "I cannot teach anybody anything; I can only make them think" – Socrates

   Kimseye bir şey öğretemem, sadece onların düşünmesini sağlayabilirim.

  1. "I never teach my pupils; I only attempt to provide the conditions in which they can learn" –A. Einstein.

 Öğrencilerime hiçbir zaman bir şey öğretmem, öğrenebilecekleri şartları oluşturmaya çalışırım.

Etkinlik 5:

Ne tür bir öğrenme stiline sahip olduğunuzu düşünüyorsunuz. Neden?

Eğitim alanında karşı karşıya olduğumuzu düşündüğünüz 3 ana sorunu nedenleriyle  belirtiniz.

Last modified: Friday, 18 July 2025, 3:40 PM